Batı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Batı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ağustos 2025 Cuma

FİLİSTİN MESELESİ VE ÇİFTE STANDARTLAR: BATI’NIN VİCDANI NEREDE?

 

FİLİSTİN MESELESİ VE ÇİFTE STANDARTLAR: BATI’NIN VİCDANI NEREDE?

Filistin adı duyulunca insanın kalbinde bir şeyler titrer. Açlıktan yorgun düşmüş her yaştan bedenler ve özellikle açlığa dayanamayıp bayılan ve hayatını kaybeden yaşlılar ve çocuklar, evleri yapılan bombalamalarla başına yıkılanlar ve en trajiği ise elinde emziğinden başka bir şey olmayan çocukların İsrail askerleri tarafından barbarca katledilmesidir. Daha da trajik olanı nedir diye sorarsınız o da dünyanın gözü önünde bu kadar vahşet yapılırken Müslüman ülkelerin, kendilerini süper güç olarak tanımlayan ya da medeni olarak pazarlayan Avrupalı devletlerin ses çıkarmamasıdır. İşte ben bu vahşete ve dünyanın vahşetler karşısında sessiz kalmasına herhangi bir tanım bulamadım. İsrail’in barbarlığına karşı dünya resmen kör, sağır ve dilsiz olmuş. Bebekler, çocuklar, yaşlılar, suçu ve günahı olmayan siviller ve yerleşim yerleri, hastaneler, ibadethaneler, okullar her yer bilerek istenerek hedef alınarak İsrail askerleri tarafından vurulmaktadır. Dünyanın gözü önünde soykırım yapılmaktadır. Fakat dünya her zaman ileri sürdüğü “İnsan Hakları”nı, Filistin’e gelince uygulamamaktadır.

Sahi “İnsan Hakları” kavramı gerçekten evrensel mi? Batı’nın hiç dilinden düşürmediği özgürlük ve adalet söylemleri ile İsrail’in, Filistin’de uyguladığı katliamlar ve soykırımlara karşı Batı’nın takındığı tavır ve yaklaşımları arasında bir uçurum yok mu?

Yazıma şöyle devam edeyim ki sorduğum soruyu da bir nebze cevaplamış olayım. Dünya özellikle Amerika ve Avrupa Filistin meselesine karşı net bir duruş sergileyememesinin yanında Rusya – Ukrayna Savaşı’nda, Rusya’ya güçlü yaptırımlar uygulanmış ve Ukrayna’ya destekler verilmiş ve halen daha bu verilen destekler devam edilmektedir. Aynı Avrupa onlarca yıl süren Filistin’in işgali karşısında sessiz kalmış ve yapılan katliamlara ve soykırıma göz yummuş ve halen daha bu tutumlarına devam etmektedirler.

Buradan çıkan sonuca göre demek ki insan hakları evrensel değilmiş, özgürlük ve adalet kavramları mazlum ülkelere orada yaşayan! Mazlum milletlere uygulanmıyormuş. Bu nedenle çifte standart uygulanıyormuş. Bu durum Batı’nın aylardır süren Ukrayna’nın ve Filistin’in işgallerine olan yaklaşımlarından bariz anlaşılmaktadır.

Hatta dünya basınında Filistin’in başına gelen olaylar ile Ukrayna’nın başına gelen olayların sunuş biçimleri bile farklılık göstermektedir. Bir tarafta işgale karşı “direniş” diye ifade edilirken diğer tarafta işgale direnenlere karşı “terörist” etiketi yapıştırılmaktadır.       

 

Anadolu Ajansı’nın haberine göre The Electronic İntifada Web Sitesinin Kurucusu, Gazeteci ve Aktivist Ali Abunimah’ın Batı Medyasının ikiyüzlülüğünü şu şekilde ortaya koymuştur:

“İsrail – Filistin çatışmasıyla ilgili haberlerde genel olarak kullanılan ifade “Filistin Sorunu”dur. Sanki burada Filistin bir sorun bir engel olarak lanse edilmiş ve İsrail’in katliamlarına meşruluk kazandırılmak istenmiştir. Yine Batı Medyası, Filistinlilerin eylemlerini tanımlarken “Terörist, Militan, Roket Saldırıları” ifadelerini kullanırken, İsrail’in katliamlarına karşı ise “Meşru Müdafaa, Misilleme” gibi masumane ifadeler kullanılmıştır.”[1]

Fakat Rusya – Ukrayna Savaşında ise Batı Medyası bu savaşı neredeyse anlık olarak aktarmış ve sivil kayıplardan bahsederek Ukrayna’da yaşananları “İnsani Dram” olarak manşetlerine taşımıştır. BBC, CNN International, Washington Post, The Guardian, NewYork Times Reuters gibi Batı Medyası Ukrayna’da hayatını kaybeden çocuklar için “Rusya tarafından öldürülen çocuklar” ibaresini kullanmaktan çekinmezken aynı konu Filistin’deki çocuklar olunca sadece “öldü” ibaresini kullanması Batı Medyasının ikiyüzlülüğünü resmen göstermiştir.[2]

Batı’nın medyası ikiyüzlülüğünün yanı sıra Uluslararası Kurumların Tutarsızlığı da ayrı bir sorun teşkil etmektedir. Özellikle Birleşmiş Milletler Kararları ve İsrail’in uygulamaları arasındaki uçurum yine Avrupa Birliği’nin retorik olarak barış yanlısı olması fakat fiiliyatta etkisiz bir tutum izlemesi Filistin’de yaşananlara karşı ne kadar duyarlı! olduğunu gözler önüne sermektedir.

Birleşmiş Milletlerde İsrail – Filistin Meselesinin Çözümüne yönelik adımlar atılmış olsa da İsrail bu atılan adımların hiç birisini uygulamamıştır.

Özellikle 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren İsrail tarafından Filistin’e yönelik başlatılan katliamlar sebebiyle dünyanın gözü Filistin’e çevrilmiş ve birçok sivilin katledilmesiyle uluslararası toplum harekete geçmiştir. Bununla birlikte 17 Ekim 2023 tarihinde 15 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Rusya’nın sunduğu İsrail – Filistin çatışmasıyla ilgili karar tasarısının oylanmasıyla üst seviyeye ulaşmıştır.[3]

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın hazırladığı yayına göre ise:

“Ateşkes çağrısının reddedilmesi, uluslararası toplumda tepkilerin daha da büyümesine neden olmuştur. 28 Ekim 2023 tarihinde, 193 üyeli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 10. Acil Özel Oturumunda, Gazze’de yaşanan vahşetle ilgili sunulan “Sivillerin Korunması ve Yasal ve İnsani Yükümlülüklerin Yerine Getirilmesi” başlıklı karar tasarısı, geniş bir destekle kabul edilmiştir.”[4]  

Ayrıca:

“15 Kasım 2023 tarihinde BM Güvenlik Konseyi tarafından Gazze’de süren çatışmalara “acil ve uzatılmış ara verilmesi” talebinin yer aldığı karar tasarısı kabul edilmiştir. Bölgede şiddetini giderek arttıran insani yardım sorusuna yönelik olarak 22 Aralık 2023 tarihinde Gazze’de genişletilmiş insani yardımların kesintisiz ve güvenli erişimi için “acil adım atılması” talep edilen karar tasarısı BM Güvenlik Konseyi’nce kabul edilmiştir. 15 üyeli BM Güvenlik Konseyi’nin geçici  üyeleri Cezayir, Ekvator, Guyana, Japonya, Malta, Mozambik, Güney Kore, Sierra Leone, Slovenya ve İsviçre tarafından hazırlanan, Gazze’de kalıcı ve sürdürülebilir ateşkese dönüşecek şekilde, ramazan ayında acilen ateşkes sağlanmasının talep edildiği karar tasarısı, 25 Mart 2024’te oylanmış ve kabul edilmiştir. İsrail’in Gazze Şeridi’ne başlattığı saldırılardan bu yana Güvenlik Konseyi’nin ilk açık ateşkes çağrısı olma özelliğini taşıyan kararda, sivillere ve sivil nesnelere yönelik tüm şiddet, düşmanlık ve terör eylemleri şiddetle kınanmıştır. 5 Nisan 2024 tarihli BM İnsan Hakları Konseyi’nin 55. Oturumunda “Doğu Kudüs Dahil İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İnsan Hakları Durumu ve Hesap Verebilirlik İle Adaleti Sağlama Yükümlülüğü” başlıklı karar tasarısı oylanmıştır. Türkiye’nin de ortak sunucuları arasında yer aldığı ve İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından sunulan karar tasarısı, 47 üyeli konseydeki oylamada 28’e karşı 6 oyla kabul edilmiştir. Oylamada 13 ülke çekimser kamıştır.”[5]

Görüldüğü üzere Birlemiş Milletlerde alınan kararlara rağmen İsrail tam tersi bir tutum izlemiş ve katliamlarına devam etmiştir. Birleşmiş Milletler ise bu konuda sadece tasarı hazırlamak ve kınamaktan öte bir yaptırım uygulamamıştır. Ancak aynı şeyi Rusya – Ukrayna Savaşı’nda söylemek mümkün değildir. Bu savaş başladığı andan itibaren Rusya’ya çeşitli ambargolar uygulanmış ve Avrupa Devletleri net bir tavır sergileyerek Ukrayna’ya her türlü yardımlarda bulunmuşlardır. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Rusya – Ukrayna Savaşı’nda resmen tarafken İsrail – Filistin meselesinde, Gazze’de katledilen çocuklar için net bir tavır sergilememiştir. Hatta BM toplantılarında alınan kararlarda hep ret oyu kullanmıştır.

Bu durum başta Amerika gibi devletlerin ve Birleşmiş Milletlerin ne derece adil ve güvenilir olduğunun sorgulanması gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Uygulanan bu çifte standart insanlık adına utanç vesikası olarak tarihe geçmiştir. Üstelik BM Milletler haricinde Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasında Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını durdurması gerektiği ile ilgili hüküm verirken yine de hüküm uygulanmamış ve uluslararası toplum Filistin konusunda işlevsiz kalmıştır.

İsrail ne BM Tasarısı Kararlarını ne de Uluslararası Adalet Divanı kararlarını uygulamayarak uluslararası hukuku da hiçe saydığını göstermiştir. Böylece Dünya’nın gözü önünde yapılan katliamlar ve soykırım süreci İsrail’in hukuk tanımazlığı ile birlikte devam etmektedir. Ne yazık ki Batı Medyası ve devletleri bu hukuksuzluğa da ses çıkarmamakla bu katliamlara ortak olmaktadırlar.

Aynı tutumu Ukrayna meselesinde takınmayan en başta Batı medyası ve devletlerine şu soruyu sormak gereklidir. “Vicdan coğrafi midir?”

Yine bu kadar Müslüman ülke varken ve kardeşleri Filistin’de katledilirken “Rahat uyumak caiz midir?”

Bu soruların cevaplarının hakkaniyetle verildiği gün Filistin’in kurtulduğu gündür.

 



[1] Gülçin Kazan Döger, “Batı Medyası Kullandığı Dil ve Anlatımla İsrail’in İşlediği Suçların Üstünü Örtüyor”, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/bati-medyasi-kullandigi-dil-ve-anlatimla-israilin-isledigi-suclarin-ustunu-ortuyor/3247518#, Erişim Tarihi: 05.08.2025.

[2] Hilal Ceren Kara, “Batı Medyası Bildiğiniz Gibi: Ukrayna’da İnsani Dram, Gazze’de Terörle Mücadele”, Kriter Dergisi, https://kriterdergi.com/dosya-filistin-2/bati-medyasi-bildiginiz-gibi-ukraynada-insani-dram-gazzede-terorle-mucadele, Erişim Tarihi: 06.08.2025

[3] “Filistin Davamız”, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Yayınları, İstanbul, 2024, s.375.

[4] “Filistin Davamız”, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Yayınları, İstanbul, 2024, s.375

[5] “Filistin Davamız”, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Yayınları, İstanbul, 2024, s.377.

Diğer Yayınlar